5 Kasım 2007

SONBAHAR HÜZNÜ

02Kasım2007 saat 2400'de başlayan araçla yolculuğumuz saat 0430'da Adapazarı-Hanyaka köyü yollarında sona erdiğinde, yürüyüşe başlarken usumda yağmurdan ıslanmış halimi görür gibiydim..Ama düşündüğüm gibi olmadı...
Gecenin karanlığında sis ve pus içerisinde ilerlerken yaklaşık iki saatlik yürüyüş sonrası karşılaştığım manzara öylesine masum ve gizemli idi ki....
Bu gizemli hüzün ve sevincin iç içe girdiği doğanın yansımalarını evde Gülay'la birlikte fotoğraflara bakarken daha net olarak gördüm...
Düşündüğüm yazıyı bir hafta sonra yayımlarım diyerek; 2005 yılında yazdığım ve "Yakınlaştıklarımla Uzaklaştıklarım" isimli kitabımda yayınlanan "SONBAHAR HÜZNÜ" isimli denememi, Acelle Yaylasında çektiğim fotoğraflar eşliğinde siz okurlarla paylaşmak istedim.
Fotoğraf çekimi konusunda eşim kadar yetenekli olmadığımı biliyorum,ancak onun da yürüyüşe başlamasına az kaldı...
SONBAHAR HÜZNÜ
(Eylül 2005)
Güneş başak burcuna girmiş: Sonbaharın hüznü, doğaya yansımaya başlamış.
Sararan yaprakların, hafif rüzgârın etkisiyle uçuşmalarına insan şaşırıveriyor: Düne kadar yemyeşil rengiyle, doğanın tüm enerjisini kendisinde toplayıp, canlıları kendisine imrendiren sanki bir başkasıydı.
Zaman zaman ürperten serinlik; artık hiçbir günün, yaz günlerinin sıcaklığını geri getiremeyeceğinin habercisiydi.
Bu değişim, beni çocukluğumdan beri o denli hüzünlendirir ve öylesine düşüncelere yönlendirir ki.
Düşüncem; hüzünle birlikte hareketliliğin de başlamasında ki karşıtlıkta idi.
Hüzünde durağanlık vardır, çöküş vardır, yıkım, hüsran vardır.
Oysa Sonbaharın hüznünde; doğanın kış uykusundan uyanmasının tam aksine uzun bir yaz mahmurluğundan, rahatlığından, tembelliğinden uyanış vardır.
Sonbahar ile birlikte tatilcilerin tatili sona erer, eğitimden sosyal ve ekonomik yaşama kadar her alanda bir koşuşturmadır başlar.
Yaşamın tüm katmanlarında bir uyanış, bir gerinme vardır.

Sanki yeni bir yaşam; perde diyerek yeni bir oyununu başlatıyor.
Neden yeni yılın başlangıcı, kış yerine sonbahar olmamış ki ?
Peki, insan yeni bir yaşam dilimi başlıyorsa neden hüzünlenir ?
Bu hüzün sanırım, yeni bir yaşamın sorumluluğunu kaldıramama hüznü de olsa gerek.
Biraz da çocuklukla yetişkinlik arasında duygu yumağına fazlaca dolanmaktan olsa gerek.
Yoksa “mantığın itici gücünü yitiren insan hüzne sarılır” diye bir söz okumuştum, bu sözle alakalı değil.
Bu hüzün...Sonbahar hüznü; yeni bir yaşama sarılma hüznüdür.
Yeni sevinçlere, muştulara hazırlık olsun diyedir, bu hüzün.

Ayakizleri'nin Sevgili Başkanı Hüseyin ŞİŞMAN; beni yıllar öncesine alıp götüren böylesine muhteşem güzellikleri yaşattığınız için öylesine mut doluyum ki...Ancak doğanın ayrıcalığını daha iyi ortaya koyabilmek adına bu güzellikleri; Sevgili eşimin çekeceği fotograflarında da görmek istiyorum...Bu bölgeye düzenleyeceğiniz bir sonraki etkinliğe kadar dizindeki problem de ortadan kalkacaktır...Tekrar teşekkürler naifliğiniz için...

Mehmet YÜCEBİLGİÇ